Kıbrıs Sorunu Güncel Durumu
Kıbrıs Sorunu’nun gidişatı 2013’teki Rum Kesimi’nde ve 2015’te ki KKTC’de gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimleriyle yeni bir boyut kazandı. Bu seçimlerde: daha önce Annan Planı doğrultusunda yapılan 2004 tarihli referandumda; Kıbrıs’lı Rumlara evet çağrısında bulunan Nicos Anastasiades ve yine bu dönemde, Kıbrısta barışı ve uzlaşıyı savunan Barış ve Demokrasi Hareketi lideri Mustafa Akıncı cumhurbaşkanı olarak seçildi. İki tarafında bu dönemden sonra amacı Kıbrıs Halkları için kalıcı, güvene dayanan ve halkların güvenliğinin korunduğu ‘federal bir devlet’ oluşturmak oldu.
Sol temelden gelen Mustafa Akıncı’nın seçilmesini bir umut olarak gören Birleşmiş Milletler ve Rum Kesimi, 11 ve 15 Mayıs 2015 tarihlerinde Türk Kesimi ile tekrardan bir araya gelerek kesintiye uğrayan barış sürecini yeniden başlattılar. Ara bölgede gerçekleşen müzakerelerde ele alınan başlıca konular sırasıyla;
1- MÜLKİYET MESELESİ: Kıbrıs Barış Harekatı sonucunda taşınmaz mallarını adanın kuzey tarafında bırakmak zorunda kalan Rumlar ve aynı şekilde kuzeye göç etmek zorunda kalan Türkler’in zararlarının giderilmesi.
2- GARANTÖRLÜK: Garantörlük anlaşmalarının lağvedilmesi.
3- ASKERİ ÜSLER ve POLİS TEŞKİLATI: Türk Askeri’nin KKTC’den ayrılması ve kurulacak olan federe devlette iki farklı polis teşkilatının kabulü.
4- TARAFLARA VERİLECEK TOPRAĞIN BÜYÜKLÜĞÜ: Nüfus büyüklüğüne dayalı olarak çizilmesi istenen yeni sınırlar.
Bu müzakerelerden sonuç alınamaması ve görüşmelerin çıkmaza girmesine rağmen, iki lider bir araya gelerek umut niteliği taşıyan yeni yıl mesajı yayınlamışlardır. Bu mesajda iki lider hem Türkçe hem de Rumca konuşmuş ve ‘Birleşik Kıbrıs’ çağrısında bulunmuşlardır.
9-12 OCAK 2017 tarihlerinde İsviçre’nin Cenevre kentinde yeniden bir araya gelen taraflar Birleşmiş Milletler nezninde görüştüler. 2015 yılında konuşulan konular tekrardan masaya yatırıldı ve müzakerelerin son gününde garantör devletler de (Türkiye, Yunanistan ve İngiltere) katılım sağladı. Dış İşleri Bakanları; Mevlüt Çavuşoğlu, Nikos Katzias ve Boris Jhonson’nın da katılmasıyla beşli bir oturuma dönüşen toplantı yine sonuçsuz kaldı. Garantörlüklerin lağvedilmesi ve Türk Askeri’nin adadan çekilmesi talebi, KKTC ve Türkiye tarafınca reddedildi.
Bu görüşmelerin ikinci rauntu olarak görülen Crans-Montana Görüşmeleri 28 Haziran- 7 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşti. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın ve Mevlüt Çavuşoğlu’nun ‘Son Konferans’ olarak adlandırdıkları görüşmeler yine sonuçsuz kalmış ve kayıtlara da bu şekilde geçmiştir. Özellikle Rum Yönetimi’nin ‘Sıfır Garanti, Sıfır Asker’ talebi Türk taraflatınca kırmızı çizgilerimiz olarak belirtilmiş ve karşı çıkılmıştır. Ne Cenevre’de, nede Crans-Montana’da ki tutumlarını değiştirmeyen Rum Yöntemi görüşmeleri çıkmaza sokmuş ve tarafların Birleşmiş Milletler iyi niyet misyonu parametreleri içerisinde bir çözümün başarıya kavuşmasına olan inançlarını yok etmiştir.
Bu tarihten sonra, Temmuz 2018’de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından görevlendirilen Jane Holl Lute, kapsamlı bir rapor oluşturmak amacıyla hem adada hemde garantör ülkelerde görüşmeler yaptı. Ayrıca BMGS Guterres’in Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar, Akıncı ve Anastasiades ile görüşmeler gerçekleştirmiştir. 28 Eylül 2018 tarihinde Akıncı ve Anastasiades BM’nin New York’ta ki Genel Merkezinde farklı saatlerde Guterres ile bir araya gelip Kıbrıs’ın geleceği hakkında konuştular. Mustafa Akıncı’nın bütün bu görüşmelerde gösterdiği tavır; Kıbrıs sorununda artık eski müzakere süreçleri döneminin kapandığı, takvimsiz ve sonuç odaklı olmayan süreçlerle sadece zaman kaybedileceğini işaret ederek geçen zamanın da Kıbrıs’ta statükonun pekişmesine hizmetten başka bir işe yaramayacağı yönündedir.
Yorumlarınızı Paylaşın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.